1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Şaron'un ikinci Gazze planı

Vladimir Müller / DW31 Mayıs 2004

İsrail Başbakanı Ariel Şaron, İsrail'in Gazze Şeridi'nden çekilmesini öngören ikinci planını kabineye açıkladı. İkinci Gazze planı, Şaron'un şimdiye dek gündeme getirdiği en yapıcı öneri olarak dikkat çekiyor. Plan, 1 milyon 300 bin Filistinli'nin ortasında yaşayan 7500 İsrailli yerleşimci ile onları saldırıdan korumakla görevli 1500 askerin bölgeden çekilmesini öngörüyor. Filistin topraklarındaki İsrailli yerleşimciler ile onları temsil eden lobinin yoğun baskılarına rağmen, İsrailliler'in yüzde 70'i Gazze Şeridi'nden çekilme planını destekliyor. DW'den Vladimir Müller'in yorumu...

https://p.dw.com/p/Aa3L

"Şaron liderliğindeki Likud Partisi, kamuoyunun destekliği Gazze Şeridi'nden çekilme planını bir ay önce reddetti. Ancak bu karara rağmen yılmayan eski general Şaron, kabineye bölgenin tahliyesine ilişkin aşamaları içeren, ama önceki plandan çok farklı olmayan yeni bir öneri getirdi. Şaron'un ikinci planı İsrailli yerleşimcilerin 4 aşamada tahliye edilmesini ve ilk aşamada ise 3 yerleşim biriminde yaşayan 1000 kişinin bölgeyi terketmesini öngörüyor. Ayrıca tahliyenin her aşamasının kabine tarafından onaylanması planlanıyor. Tahliye planının ilk planda olduğu gibi 2005 yılı sonuna kadar gerçekleştirilmesi öngörülüyor.

Şaron'un Bakanlar Kurulu'nda çoğunluğu oluşturan sertlik yanlıları geri çekilmeyi kabul etmiyor. İsrail'in Gazze Şeridi'nden çekilmesi durumunda, ülke güvenilğinin daha da sarsılacağından endişe eden Likud üyeleri, bölgede oluşacak iktidar boşluğu sonucu radikal Müslüman grupların iktidarı ele geçirerek, İsrail'de daha fazla terör saldırısı düzenleyebilecekleri görüşünü savunuyor. Şaron'a karşı çıkan tutucu politikacılar, Gazze Şeridi'nden ayrılmakla İsrail'in dış politika, ekonomi ve nüfus yoğunluğu alanlarında önemli avantajlar sağlayacağını kabul etmek istemiyor.

Başbakan Şaron buna rağmen pes etmiyor ve seçtiği yolda sonuna kadar gitmekte kararlı olduğunu gösteriyor. Kabine'de yapılacak oylamayı erteleyen, itaat etmeyen bakanları görevden almakla tehdit eden Şaron bu kez ne kadar ciddi olduğunu açıkça sergiliyor. Şaron bu "tek taraflı" adımı atarken, taktik bir oyun peşinde olmadığını ortaya koyuyor. Bu kez kararı kesin olan İsrail Başbakanı'nın, Filistinliler'le uzlaşma aramanın gerekliliğini nihayet idrak ettiği anlaşılıyor.

Tüm çekincelere rağmen, bu planın yürürlüğe girmesi, Filistinililer'le politik müzakerelerin yeniden başlamasına olanak sağlayabilir. Çünkü bu kez Şaron, Filistin topraklarından çekilirken, uluslararası organizasyonlarla işbirliği planlıyor ve tek taraflı plan böylece çokuluslu bir boyut kazanıyor.

Şaron'un çekilme planı kuşkusuz ideal değil. İsrailliler'in çekilmesinde Filistinliler'le yapılacak koordinasyonun yer almaması, planın eksiklikleri arasında. Buna rağmen ikinci Şaron planı, umutsuz durumu kökten değiştirme, Ortadoğu'daki gidişatı olumlu yönde etkileme şansını gündeme getiriyor. ABD'nin yoğun desteğine sahip olan Şaron'u Avrupa'nın da bu yolda desteklemesi gerekiyor."