1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Çin sermayesi yayılıyor

19 Ocak 2011

Çin’in, başta Afrika olmak üzere kalkınma halindeki ülkelere olan ilgisi giderek artıyor. Financial Times gazetesinin haberine göre Çin kalkınma halindeki ülkelere Dünya Bankası’ndan daha fazla kredi veriyor.

https://p.dw.com/p/zzZ9
Fotoğraf: Bilderbox.com/DW-Montage

Uzmanlar ihtiyatlı değerlendirseler de bu haber önemli bir trendi yansıtıyor. Çin öncelikle hammadde ihtiyacını garanti altına alabilmek için bütün dünyada milyarlarca dolarlık yatırım yaparak küresel nüfuzunu arttırıyor.


Aslında Dünya Bankası hiç şimdiki kadar aranır olmamıştı. 2008 – 2010 yılları arasındaki küresel ekonomik kriz döneminde Dünya Bankası kalkınma halindeki ülkelere 100 milyar dolarlık kredi dağıtarak rekor kırdı. Ama bu rekor Çin bankalarının kredi taarruzuna dayanamadı. Financial Times gazetesinin araştırmasına göre Çin Kalkınma Bankası ve Çin İhracat – İthalat Bankası son iki yılda kalkınma halindeki ülkelerle o ülkelerdeki şirketlere en az 110 milyar dolar kredi verdi. Leipzig Üniversitesi’nin Afrika uzmanı Helmut Asche Finacial Times’in haberini kuşkuyla karşılıyor. Çin’in özellikle kalkınma kredileri istatistiklerinin şeffaf olmadığını belirten Asche,'İki büyük Çin bankasının kredilerinin Dünya Bankası’nın kredilendirme kategorilerine göre nasıl dağıldığını kestirmek zor', diyor.

Çin ticari kreditör

Dünya Bankası’nın temel görevleri fakirlikle mücadele, çevrenin korunması ve özel sektörün yaygınlaştırılması. Dünya Bankası aynı zamanda fakir ülkelere uzun vadeli kalkınma kredileri de açıyor. Pekin hükümeti ile Çin kamu bankaları ise kalkınma halindeki ülkelere, Çin mallarına pazar açmak ve hızla büyüyen ekonomisinin hammadde ihtiyacını karşılamak için borç veriyor. Bonn’daki Alman Kalkınma Enstitüsü’nün Asya uzmanı ekonomist Doris Fischer Çin’in izlediği kalkınma işbirliği politikasının Batı’nın ekonomik işbirliği esaslarıyla benzeşmediğini vurguluyor. Fischer'e göre Çinliler, kalkınma yardımı değil ekonomik işbirliği yaptıklarını söylüyorlar. Her iki tarafı da kazançlı çıkarmayı hedefledikleri için, dış ortaklıklarının uluslararası koordinasyona bağlı kaliteli kalkınma yardımı tarifine uymadığını iddia ediyorlar.

Çin kredilerinden en çok hammadde zengini ülkeler yararlanıyor. Çin bankaları Rusya, Venezüella ve Brezilya gibi ülkelere petrol karşılığında para veriyor. Gana ve Arjantin gibi ülkeler Çin kredisiyle Çin şirketlerine kara ve demiryolları inşa ettiriyor.

Çin rejim farkı gözetmez

Gerçi Çin bankalarının Dünya Bankası’ndan daha elverişli şartlarla kredi verdiği söylenemez. Dünya Bankası uzun vadeli kredi açıyor ve düşük faiz alıyor. Alacağını kısmen bağışladığı durumlar da olabiliyor. Londra’daki Denizaşırı Kalkınma Enstitüsü uzmanlarından Dirk Willem Tervelde buna rağmen Çin kredisinin bazı ülkelere neden daha cazip geldiğini şöyle açıklıyor: 'Dünya Bankası vereceği kredinin yararı kadar borçlu ülkenin iyi yönetilip yönetilmediğine de bakar. Çin ise kredi vereceği ülkenin nasıl yönetildiğine önem vermez.'

Eksen kayması

Pekin yönetimi kredi sözleşmesi yapacağı kalkınma halindeki ülkelerin insan hakları ve demokrasiye saygılı olup olmadıklarıyla ilgilenmiyor. Bu nedenle de Çin Zimbabwe ve Sudan gibi ülkelerin en önemli ticari ortakları arasında yer alıyor. Afrika uzmanı Helmut Asche Çin yönetiminin kalkınma işbirliğine giderek daha fazla önem vermesiyle güç ekseninin Batı’dan Doğu’ya doğru kaymaya başladığını ve bunun da sadece dikta rejimlerinin işine gelmediğini belirtiyor.

Asche eksen kaymasının yardım alan Afrika hükümetlerinin siyasi manevra alanını genişlettiği görüşünde.

Çin’in Dünya Bankası bünyesindeki nüfuzu da kendini hissettiriyor. Dünya Bankası’ndaki önemli görevlere atanan Çinlilerin sayısı her geçen yıl artıyor.

Deutsche Welle Türkçe

Christoph Ricking/A.Günaltay

Editör: Beklan kulaksızoğlu