1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Çin halkının gerginliği endişelendiriyor

Eva Corell4 Kasım 2004

Çin ekonomisi hızla büyümesi küçük bir kesimi zengin ederken, halkın büyük bir kısmı yoksullukla karşı karşıya. Bu da ülkede huzursuzluklara, çatışmalara neden oluyor. Uzmanlar, Çin hükümeti ekonomik gelişmelere denk düşecek politik reformları yapması gerektiği konusunda uyarıyor...

https://p.dw.com/p/Ab4s
Çin'in iç bölgelerinde huzursuzluk, zaman zaman çatışmalara dönüşebiliyor...
Çin'in iç bölgelerinde huzursuzluk, zaman zaman çatışmalara dönüşebiliyor...Fotoğraf: AP

İstatistikler, Çin’de geçen yıl 58 binin üzerinde protesto gösterisi ve çatışma yaşandığını gösteriyor. Sadece geçen hafta yaşanan iki olay, Çin’deki huzursuzluğun boyutunu anlamaya yeterli. Wanzou kentindeki bir pazaryerinde yaşanan küçük bir anlaşmazlık, aralarında devlet dairelerinin de bulunduğu bir çok binanın zarar gördüğü ve birçok kişinin yaralandığı kanlı çatışmalara dönüştü. Daha önce de Henan’da farklı azınlıklara mensup iki kişinin tartışması sonucu çıkan çatışmalarda birkaç kişi yaşamını yitirmişti.

Çin ekonomisindeki hızlı gelişme, ülkede küçük bir kesimi zengin ederken, halkın büyük bir kısmı hala fakirleşmesine neden oluyor. Bu da ülkede yaşanan huzursuzluğu artırıyor. Çin hükümeti, ülkedeki gelir dağılımını dengelemesi gerekirken sorumluluktan kaçıyor. Pekinli Sosyoloji Profesörü Mao Shoulong, hükümetin bu tavrının halkta intikam duygusu yarattığını belirterek şunları söylüyor:

"Çin’de son 20 yılda yaşanan reformlar birçok olumlu gelişmeyle birlikte, dengesiz gelir dağılımını da beraberinde getirdi. Bu da çelişkilere neden oldu. Birçok belediye aşırı borçlanma nedeniyle eskisi gibi halkın ihtiyacı olan alanlara para ayıramıyor. Bölgelerdeki görevliler üzerindeki baskı giderek artıyor, uzlaşmacı yoldan ufak bir sapma halinde ise hemen kanlı çatışmalar yaşanıyor.”

Yolsuzluk ve işlemeyen adalet sistemi

Çin’de huzursuzluğun tırmanmasına neden olan gelişmelerin başında hükümet dairelerindeki yolsuzluk geliyor. Kominist Parti üyelerinin çoğu, devlet memuru sistemi kendi ceplerini doldurmak için kullanıyor. Özellikle inşaat sektöründe verilen ihalelerdeki yolsuzluk halkın sabrının taşmasına neden oluyor. Çifçiler sadece "Üç Boğaz Barajı” gibi büyük projelerde değil, tüm barajların yapımı için el konulan topraklarına karşılık alamamaktan şikayetçi. Geçen hafta Wanzou ve Şihuan kentlerinde yaşanan gösterilerde eylemciler, topraklarına el koyan Komunist Parti üyelerinin haksız kazanç elde ettiklerini dile getirdiler.

Hükümet ise son yıllardaki ekonomik gelişmeye uygun düşebilecek politik reformlar yapması gerekirken, eski diktatörce yöntemlerini uygulamakta direniyor. Protestoların, çatışmaların yaşandığı bölgelerde sıkı yönetim ilan ediyor ve sansür uyguluyor. Geçen yıl göreve gelen Başbakan Wen Jiabao ise denetimi yitireceği kaygısıyla daha önce verdiği "şeffaflık” sözünden vazgeçti. Sansüre rağmen Çin’de yaşananlardan dünyanın hemen haberi oluyor. Hem internet hem de cep telefonları sayesinde çifçiler bir yandan kendi aralarında haberleşirken, diğer yandan dünyaya bölgede olan biteni duyuruyor.

Çin’deki huzursuzluğun artmasındaki diğer bir neden de işlemeyen adalet sistemi. Çoğu bölgelerde hakimlerin şikayetleri reddetmesi ve revizyona gidilebilecek mahkemelerin bulunmaması gerginliği artırıyor. Sesini duyurmak isteyenlerin Pekin’deki "Şikayet Dairesine” gitmekten başka şansı kalmıyor.